Anasayfa / Genel / Siğil Nedir? Neden ve Nasıl Oluşur? Tedavisi Nasıl Yapılır?

Siğil Nedir? Neden ve Nasıl Oluşur? Tedavisi Nasıl Yapılır?

Siğil, deri katmanlarına yerleşen bir virüsle oluşan bir hastalıktır. Human papillom virüs denilen virüs ile oluşur. Temasla bulaşan bu virüs vücudu örten cilt ve mukoza denilen ağız içi, anüs, vajina gibi yerlerin tümüne bulaşıp hastalığa neden olabilmektedir.

Bulundukları yere göre farklı isimlerle anılır;

  • Elde olanlara verruko vulgaris
  • Ayakta olanlara veruko plantaris
  • Yüzde olanlara verruko facialis

Genital organlar ve anüste olanlara kondiloma akuminata denir.

Siğil Neden Olur, Nasıl Çıkar?

Oluşma nedeni tektir temas yani dokunmakla virüsün bulaşmasıdır. Halk arasında eskiden “kurbağaya dokunmuşsun ondan bulaşmış” gibi tamamen yanlış bir inanış vardı ama bu virüs sadece insanda hastalık yapmaktadır, başka hiçbir canlıya bulaşmaz, başka hiçbir canlıdan insana bulaşmaz, tek yolu başka bir hastadan almaktır.

Siğili olan kişiyle tokalaşma, öpüşme veya cinsel ilişki gibi direk dokunulduğunda virüs sağlıklı kişinin sağlıklı derisine bulaşır ve orada çoğalır.

Bir başka hastadan böyle bulaşır. Kişiye bulaştıktan sonra kişinin kendisinden kendisine de bulaşmaya devam eder, mesela parmağında olan biri yüzünü veya kafasını kaşıdığında artık virüsü oraya da bulaştırmış olur ve orada da çıkabilir.

Benzer şekilde tıraş olunan bölgede varsa jilet aracılığıyla etrafa yayılabilir. Jiletin yaptığı mikro travma daha hızlı bulaşmasını ve daha hızlı yayılmasını sağlar.

Siğil Nasıl Geçer, Ne İyi Gelir?

Seyrek olarak kendiliğinden geçebilir bu hastanın bağışıklık sistemine bağlıdır, bağışıklığı güçlü olan kişiye bulaşsa da hastalığa neden olmayabilir veya hastalık oluşsa da kendiliğinden düzelebilir.

Düzelmeyip yenileri çıkıyorsa tedavi planlamak gerekir yoksa vücudun diğer bölgelerine ve yakın çevredeki kişilere bulaşır.

Zararı olmayan şu uygulamalar iyi gelebileceği için öncelikle denenebilir;

  • Dua okumak veya siğili okutmak.
  • İncir sütü sürmek
  • Elma veya başka sirkeler sürmek.

Bunların dışında ciddi yaralanmalara ve yanıklara neden olabilen asit sürmek, bitkisel ilaç adıyla satılan asitlerden sürmek asla önerilmez çünkü iyileşmesi zor yanıklar olabildiği gibi kozmetik olarak çok kötü görünen yanık izine neden olabilir.

Kesin Tedaviler

Yukarıdaki dua okumak, okutmak, incir sütü sürmek gibi uygulamalarla 2 haftada kaybolmadıysa daha etkili yöntemlerle ve uzman doktor tarafından tedavi yapılmalıdır, bunlar en başarılıdan daha az başarılıya doğru şöyle sıralanabilir;

  • Radyo frekansla buharlaştırma
  • Koter (ekelktrokoter) ile yakma
  • Cerrahi olarak kesme
  • Lazerle yakma
  • Krioterapiyle dondurma tedavileri.

Bu yöntemlerin hepsi kesin sonuç veren tedavilerdir.

Siğil Kökü Nasıl Çıkarılır?

İnsan derisi yedi tabakadan oluşur, bunlardan en üstteki ölü tabakadır ve sürekli dökülerek değişir. Siğil virüsü bu tabakaların üstteki 3 tabakasına yerleşebilir, uzun yıllar tedavi edilmezse daha alt tabakalara ulaşabilir ama kökü olmaz.

Bunun tek istinası ayak tabanıdır, taban siğilleri basma bölgesinde olduğu için vücudun ağırlığıyla biraz daha derin tabakaya inebilir, bu sebeple nasıra çok benzer ama nasırdan farklı bir hastalıktır.

Taban siğilleri de biraz daha derine inse de yine kökü olmaz. Tedavide kökü çıkarmak diye bir kavram yoktur, siğilli tabakanın uzaklaştırılması yeterlidir.

Siğil İlacı Siğilleri Yok Eder mi?

Hem evet hem de hayır denilebilir. Bazı bölge siğilleri ilerleme düzeyine göre ilaçla yok edilemez, bazı bölgelere (vajina, anüsün içi, ağız içi, yutak) ilaç uygulanamaz ve uygulansa da ciddi yanıklara neden olur, bazı bölgelerde (ayak tabanı gibi kalın derili bölgeler) ilacın hiçbir etkisi olmaz.

İlaçlarla ilgili olarak şu bilgiler göz önünde bulundurulmalıdır

Veregen, Veregreen, Kondilex, bunların her üçü aynı maddeyi içerir. % 15 catechin içerirler (1). Catechin yeşil çaydan saflaştırılarak elde edilen antiviral bir maddedir ve siğil tedavisinde kullanılan en etkili maddedir.  Anüs, dış genital organlar ve vücudun diğer bölgelerindeki ilerlememiş siğilleri tedavi eder. İlerlemiş siğillerde yetersiz kalır ancak onların daha etkili tedavileri sonrasında tekrar etmesini engeller.

Yeşil çaydan saflaştırılarak elde edilen catechin (polifenol E) çok ilerlememiş hastalarda tek başına % 56 lar düzeyinde tam düzelme sağlar.

Aldara, sağlam deride kullanılır, yine erken dönem siğillerin tedavisinde iyi gelebilir ancak özellikle anüz ve vajina civarında çok can yakıcıdır.

Verrutol, kimyasal olarak yakıcıdır, asidin yakma gücüyle kimyasal olarak eritilir. Etraf vazelin gibi tabaka oluşturan maddelerle sıkı bir şekilde korunmalıdır çünkü deride ciddi kimyasal yanıklara neden olabilir.

Bitkisel ilaçlar, bazı uyanık şarlatanlar Sağlık Bakanlığına bildirimde dahi bulunmadan bitkisel adıyla sıvılar satmaktadır, bitkisel adıyla sattıkları bu sıvılar ciddi yakıcı etkiye sahip asit içermektedir. Kesinlikle Sağlık Bakanlığı olmayan bu ürünlerden uzak durulmalıdır.

Siğil Tedavisi En İyi Hangi Yöntemlerle Yapılır?

En etkili yöntem radyo frekansla buharlaştırmadır (2). Tecrübeli ellerde mükemmel sonuç elde edilir.

mm’nin çeyreği kadar ince tabakalar halinde müdahale edildiği için gözden kaçma, geride kalma ihtimali çok düşüktür, yanlarında yanık (lateral termal hasar) minimal olduğu için en az iz kalır.

Buharlaştırılacak kesim çok ince detaylar şeklinde buharlaştırıldığı için en hızlı iyileşme radyo frekans sonrası olur.

Radyo frekansla (3) tedaviye ulaşılamıyorsa yani yaşanılan şehirde radyo frekans yöntemi uygulayan klinik veya doktor yoksa sırasıyla şunlar tercih edilebilir;

Koterle yakma (4), elektrokoter denilen aletle dağlama şeklinde yakılır.

Lazerle yakma (5) karbondioxit lazer denilen yakıcı ışıkla yakılır, ışığın yakma derinliği radyo frekans gibi kontrol edilebilir olmadığı için derin yanıklar olabilir.

Ameliyat, eskiden uygulanan günümüzde büyük oranda terk edilen bir yöntemdir, kesilerek alınır, dikilebilir ya da açık bırakılır.

Krioterpiyle dondurma (6), sıvı nitrojen gazı 10 saniye kadar üzerine sıkılarak bölge tahriş edilir, başarısı % 40 civarıdır, daha çok dermatoloji polikliniklerinde ayak üstü kullanılan bir yöntemdir.

Plazma pen ile siğil tedavisi, başarısı en düşük yöntemlerdendir, daha çok diğer yöntemlerin kullanımının yasak olduğu güzellik salonları gibi tıp eğitimi almamış kişilerin uyguladığı bir yöntemdir.

Her Siğil HPV’midir?

Evet siğil oluşması için mutlaka HPV olması gerekir. Human papillom virüs denilen bu virüsün 230 dan fazla tipi vardır, farklı tipler farklı bölgelerde ve farklı yapıda (kabarık, düz, ten rengi, kahverengi gibi) siğiller oluşabilir. Görüntüleri farklı olsa da, tipleri farklı olsa da hepsinin sebebi aynı virüs HPV’dir.

Dilde Olan Siğil Nasıl Tedavi Edilir?

Dil mukoza denilen bir yapıyla örtülüdür. Vücudu örten tüm bölgeler gibi dilde de yerleşebilmektedir. Dilin bu anlamda en büyük olumsuzluğu nemli olmasıdır. Siğil nemli bölgede daha hızlı bulaşır, daha hızlı yayılır ve daha hızlı büyür o sebeple bekletilmeden tedavi edilmelidir.

Dille ilgili bir diğer sorun da sürekli tükürükle karışan virüs boğaz, yutak gibi daha geri planlara da yayılabilir.

Tedavisi radyo frekans ile yapılır, iyileşme tamamlandığında dilin neresinden aldığı anlaşılamayacak kadar belirsiz bir iz kalabilir.

Siğil Yakıldıktan Sonra Banyo Yapılır mı?

Kliniklerin ve doktorların yaklaşımlar değişebilmektedir. İdea Klinik olarak hastalarımıza ertesi gün banyo öneriyoruz, özel durumlarda farklı önerilerimiz olabiliyor ancak genel olarak ertesi gün banya yapılmasında sakınca olmadığını söylüyoruz.

Hangi bölgede olursa olsun banyoda tedavi alanının da yıkanmasını banyodan çıktıktan sonra ince bir tabaka Kutalin Krem sürmesini öneriyoruz.

Kutalin Krem iltihaplanmayı engeller, iyileşmeyi hızlandırır, iz kalma ihtimalini ve kahverengi leke oluşma ihtimalini azaltır ama en önemlisi içeriğindeki antiviral klorheksidin diglukonat sayesinde yeni siğillerin çıkmasını engeller.

Genital ve anal bölge siğillerinin tedavisinden sonra Veregen, Veregreen veya Kondilex adlı ilaçlardan biri kullanılmalıdır.

Koli Bandıyla Siğil Tedavisi Olur mu, Nasıl Yapılır?

İlk bakışta akıl dışı bir tedavi gibi görünse de çok sayıda bilimsel çalışma yapılmış ve etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yöntemidir. Radyo frekans kadar başarılı olmasa da krioterapi yani dondurarak tedaviden çok daha başarılı olduğu kanıtlanmıştır (7).

Son derece ekonomik, uygulaması kolay, başarısı diğer basit tedavilere kıyasla daha yüksek ve en önemlisi zararsız bir tedavi yöntemidir ve uygun hastalara uygulanmalıdır.

Koli Bandı Siğile Nasıl Uygulanır?

Son derece kolay bir tedavi yöntemidir ve evde rahatlıkla uygulanabilir. Sıradan koli bandı alınır, (yapışma kalitesi çok değişken olduğu için iyi yapışan tercih edilmelidir), bant siğilin çapının yaklaşık 2 – 3 katı çapta kesilir ve üzerine yapıştırılır. Bant kendiliğinden kalkmadığı sürece yapışık bir şekilde 6 gün kalmalıdır. 6. gün bant alınıp ponza taşı veya tırnak törpüsü ile tıraşlanmalı, yıkayıp kurutulup yeniden bant yapıştırılmalıdır. Yapıştırılan her bant 6 gün kalmalıdır, kendiliğinden kalktıysa fark edildiği anda yeni bant yapıştırılmalıdır.

Bu işlem 2 ay sürdürülür, iyileşen siğillere yeniden bant uygulamaya gerek yoktur, kaybolduysa ona artık yapılmamalıdır. 2 ayda tamamen kaybolmadıysa başka yöntemlere geçilmelidir.

Koli bandıyla oklüzyon denilen bu yöntemin etkisinin bölgede tahrişe neden olarak bağışıklığı arttırdığı ve bu şekilde tedavi ettiği kabul edilmektedir.

HPV Aşısı Siğili Yok Eder mi?

HPV aşısı dünyada var olan 230 dan fazla HPV virüsünün en fazla 9 tipine karşı koruma sağlar. Aşılardan Cervarix iki tipe karşı, Gardasil 4 dört tipe karşı, Gardasil 9 dokuz tipe karşı korur, Cervarix ve Gardasildeki tiplere karşı koruma Gardasil 9 da vardır yani Gardasil 9 yapıldığında riskli tiplere karşı koruma sağlanmış olur. Buradaki risk daha çok genital siğiller için geçerlidir. El yüz bölgesi gibi bölgelerde daha çok diğer tipler olduğu için genital, anüs, yutak, boğaz gibi yerlerde olanlar dışındakilere aşının çok anlamlı olmayacağı düşünülmektedir.

Aşı genel vücut bağışıklık sistemini arttırarak yapılan diğer tedavilerin başarısını arttırabilir ancak aşının tek başına tedavide yeri yoktur.

Dünya sağlık örgütü kadınları rahim ağzı kanserinden korumak için 9 yaşından büyük 25 yaşından küçük kız çocuklarına yapılmasını önermektedir. Böyle bir öneri varken vücudunda çıkan siğilleri de bahane ederek aşı yaptırmak akıllıca bir yaklaşım olur. Son yıllarda kadınlara bulaştırmamaları için erkek çocuklara da yapılmasının doğru olacağı görüşü giderek yaygınlaşmaktadır.

Bitkisel Siğil Tedavisi Olur mu?

Bitkisel tedavi derken hata yapmamak lazım mesela incir sütü çok bilinen ve başlangıç döneminde oldukça etkili olabilmektedir, dikkatli kullanmak koşuluyla elma sirkesi veya başka sirkeler kullanılabilir. Bu şekilde evde bitkisel tedavi uygulandığında 2 haftada sonuç alınması beklenir, iki haftada sonuç alınamadıysa daha fazla yayılmaması ve çevredeki diğer kişilere bulaşmaması için daha etkili yöntemlere geçilmelidir.

Bitkisel tedavi konusunda en dikkatli olunması gereken şey piyasada bitkisel adıyla satılan ürünlerin oluşturduğu tehlikedir. Bu konuda hiçbir eğitimi olmayan bazı kişiler sanki özel bir bitkisel formül bulmuş havası yaratarak yakıcı asidi şişeleyip satmaktadır. Bu tür ürünlerden uzak durun.

Sağlık bakanlığından izin alınmamış hiçbir ürünü kullanmayın yoksa sağlığınızdan olursunuz. Özellikle çocuk siğillerinde etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmamış ürünleri kesinlikle kullanmayın.

Koli bandıyla tedavi de evde denenebilecek yöntemlerdendir.

Referans

1- Stockfleth, E., & Meyer, T. (2012). The use of sinecatechins (polyphenon E) ointment for treatment of external genital warts. Expert opinion on biological therapy12(6), 783-793.

2- Jaiswal, P., Dhali, T. K., & D’Souza, P. (2019). Comparative study of efficacy of radiofrequency ablation, electrodesiccation, and cryosurgery in the treatment of cutaneous warts. Journal of Dermatology and Dermatologic Surgery23(1), 24.

3- Valinsky, M. S., Hettinger, D. F., & Gennett, P. M. (1990). Treatment of verrucae via radio wave surgery. Journal of the American Podiatric Medical Association80(9), 482-488.

4- Bozkurt, M., Zor, F., Küahçi, Y., & Benlier, E. (2005). To the editor: Digital amputation secondary to electrocautery treatment of verruca vulgaris. Dermatologic surgery31(10), 1377-1378.

5- Pfau, A., Abd-el-Raheem, T. A., Bäumler, W., Hohenleutner, U., & Landthaler, M. (1994). Nd: YAG laser hyperthermia in the treatment of recalcitrant verrucae vulgares (Regensburg’s technique). Acta dermato-venereologica74(3), 212-214.

6- Cockayne, S., Hewitt, C., Hicks, K., Jayakody, S., Kang’ombe, A. R., Stamuli, E., … & Watt, I. (2011). Cryotherapy versus salicylic acid for the treatment of plantar warts (verrucae): a randomised controlled trial. Bmj342.

7- Focht III, D. R., Spicer, C., & Fairchok, M. P. (2002). The efficacy of duct tape vs cryotherapy in the treatment of verruca vulgaris (the common wart). Archives of pediatrics & adolescent medicine156(10), 971-974.

Yazar: Op. Dr. Canan ERDEM

Merhabalar, ben Op. Dr. Canan ERDEM, 1967 doğumluyum 1984 yılında Etiler Anadolu Lisesinden mezun olduktan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne girdim ve 1990 yılında mezun oldum. 1991 yılında Erzurum’da mecburi hizmetimi tamamlayarak 2000 yılında Kartal Eğitim Araştırma Hastanesinde Genel Cerrahi Uzmanlığı İhtisasımı tamamladım.
İletişim Bilgileri